AZMETTİRME İLE FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ ARASINDAKİ HUKUKİ VE TEKNİK FARKLAR

YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA AZMETTİRME İLE FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ ARASINDAKİ HUKUKİ VE TEKNİK FARKLAR

Stj. Av. Beyza CANBAZ

6/2/2025

worm's-eye view photography of concrete building
worm's-eye view photography of concrete building

AZMETTİRME İLE FİKİR VE EYLEM BİRLİĞİ ARASINDAKİ HUKUKİ VE TEKNİK FARKLAR: YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA

Giriş

Ceza hukukunda suçun failinin belirlenmesi temel bir meseledir. Suçun işleniş biçimine göre, birden fazla kişinin suça dahil olması durumunda failiyet ilişkisi karmaşıklaşır. Bu bağlamda, azmettirme ile fikir ve eylem birliği (müşterek faillik) kavramları, sorumluluğun tespitinde kritik öneme sahiptir. Her iki kavramın birbirinden ayrılması hem ceza sorumluluğu açısından hem de cezalandırmanın niteliği ve niceliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu makalede, azmettirme ile müşterek faillik arasındaki farklar hukuki ve teknik boyutlarıyla detaylı şekilde ele alınacak; Yargıtay’ın somut kararlarından özgün alıntılarla desteklenen açıklamalar yapılacaktır.

1. Kavramsal Çerçeve ve Hukuki Dayanaklar

1.1 Müşterek Faillik (TCK m. 37)

Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesi, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde failin tespiti esaslarını belirlemektedir. Buna göre, birden fazla kişi;

  • Suçun işlenmesi üzerinde ortak irade ile anlaşmış,

  • Suçun işlenişi üzerinde ortak hâkimiyet kurmuşsa,

hepsi müşterek fail sayılır. Buradaki temel unsur, suçun fikir ve eylem birliği içinde işlenmesidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu noktayı açıkça ifade etmiştir:

“Müşterek faillikte, suçun işlenmesine yönelik irade birliği ve fiil üzerinde müşterek hâkimiyet bulunması esastır. Suçun icrasında bulunan her bir kişinin katkısı, suçun meydana gelmesi bakımından zaruri ise, bu kişi müşterek fail sayılır. Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.” YCGK, E.2021/355, K.2022/621

Burada “zaruri katkı” ifadesi, her bir suç ortağının, suçu gerçekleştirmek için gerekli işlevi icra etmesi gerektiğini vurgular. Müşterek faillikte, kişiler arası iş bölümü olsa bile herkesin suça etkisi fiil üzerinde hakimiyet oluşturacak derecede olmalıdır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 18.04.2017 tarih ve 284-238 sayı ile; hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen diğer sanık ile yağma suçunun işlenmesini kolaylaştırmak için öldürme suçunu işleme yönünde ortak karar alan ve olay anında diğer sanığın yanına yer alıp gerektiğinde olaya müdahale edebilecek konumda olan sanığın TCK'nın 37/1. maddesi kapsamında müşterek fail olarak sorumlu olduğuna karar verilmiş, benzer şekildeki 31.01.2017 tarihli ve 840-35 sayılı kararda ise; husumetli oldukları katılanın ceza infaz kurumundan tahliye edildiğini öğrendikten sonra katılanın kaldığı yeri araştırıp bulan sanıkların, katılanın güzergâhı üzerinde pusu kurup katılanın aracını görünce de tüm sanıkların harekete geçerek araca doğru koştuktan sonra içlerinden birinin av tüfeğiyle ateş ettiği olayda suçun planlanması aşamasından neticenin gerçekleşmesi aşamasına kadar birlikte hareket eden diğer sanıkların, bizzat ateş eden sanığın eylemine TCK’nın 37. maddesi kapsamında müşterek fail olarak katıldıkları kabul edilmiştir.

Görüldüğü üzere Ceza Genel Kurulunca benzer mahiyetteki olaylarda istikrarlı bir şekilde, öldürme eylemini bizzat gerçekleştiren sanığın yanında yer alıp gerektiğinde sanığın yerine geçebilecek durumda olan diğer sanıkların TCK'nın 37/1. maddesi kapsamında müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerektiğine karar verilmiştir.

1.2 Azmettirme (TCK m. 38)

Azmettirme ise suçun işlenmesine fiilen katılmayan, ancak başkalarını suç işlemeye kışkırtan, teşvik eden veya azmettiren kişinin durumudur. TCK m. 38’e göre;

“Bir suçu işlemeye başkalarını tahrik eden, azmettiren veya teşvik eden kişi azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.”

Azmettiren, suçu fiilen işleyen kişi değildir; ancak failin suç işlemeye karar vermesinde belirleyici bir etkiye sahiptir.

Yargıtay’ın açıklamasıyla:

Azmettirme, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanmasıdır. Eğer kişi daha önceden suçu işlemeye karar vermiş ise, bu takdirde azmettirme değil, artık aynı Kanun’un 39/2. maddesi kapsamında manevi yardım söz konusu olacaktır. Azmettiren konumundaki kişinin kasten hareket etmesi gerekir. Bu kastın, failde belli bir suçu işleme konusunda karar oluşturmayı, suçun bu kişi tarafından işlenmesi hususunu ve azmettirilen suçun kanuni tanımındaki unsurlarını kapsaması gerekli olmasına karşın, eylemin yer ve zamanı ile işleniş tarzına ilişkin ayrıntıların belirlenmesine gerek yoktur.” Ceza Genel Kurulu - Karar: 2018/537

2. Teorik Derinlik: Azmettirme ile Müşterek Faillik Arasındaki Farklar

2.1 İrade ve Hâkimiyet Bağlamında Farklar

Müşterek faillikte, suç işleme konusunda bir ortak irade vardır ve fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulmuştur. Yani her bir fail, suçun icrasında belirli ve fonksiyonel bir rol üstlenmiştir. Herhangi bir failin katkısı olmaksızın suçun tamamlanması mümkün değildir.

Buna karşılık, azmettirmede, fail suç işleme kararını tek başına verir. Azmettirenin etkisi sadece bu kararı alma aşamasında söz konusudur. Suçun icrasında azmettirenin herhangi bir fiili veya hakimiyeti yoktur.

2.2 Katkının Niteliği ve Fonksiyonelliği

Müşterek faillikte suçun meydana gelmesi için her failin katkısı fonksiyonel ve zorunludur. Örneğin; bir soygunda bir fail mağduru etkisiz hale getirirken, diğer fail kasadaki parayı alır. Her ikisinin rolü birbirini tamamlayıcıdır. Bu nedenle her ikisi de müşterek faildir.

Sanık ... suç işlemek için oğlu ile birlikte evin içine girmesi ve maktule yönelik bir hareketinin olmamasının yanı sıra, telsiz ya da telefonla onu yönlendirmesinin, talimat vermesinin söz konusu olmadığı, olmazsa eylemin sonuçsuz kalacağı şeklinde bir katkısı dolayısıyla fiil üzerinde ortak hakimiyet kurmadığı, suça katkısının müşterek faillik boyutuna ulaşmadığı anlaşılmıştır. Zira müşterek faillikte düşünce/fikir ve netice üzerinde ortak hakimiyetin yanı sıra fiil üzerinde de ortak hakimiyet kurulması şarttır.1. Ceza Dairesi 2022/7521 E., 2022/7926 K.

Azmettirmede ise katkı, failin kararını etkilemekle sınırlıdır.

“Azmettiren bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla hareket etse bile, failin, alacaklı ticari işletmenin diğer ortağı ya da mirasçı (baba-oğul-kardeş gibi) ve benzeri bir sıfatla hukuki ilişkinin tarafı olmaması halinde, işlenen yağma suçuna azmettirmeden sorumlu tutulacak, buna mukabil azmettiren aynı zamanda müşterek fail olarak tehdit ve/veya cebir kullandığı taktirde, “failliğin şerikliğe nazaran önceliği prensibi” uyarınca müşterek fail sıfatıyla cezalandırılacağından TCK’nın 40/1. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 150/1. maddesinden yararlanacak, hukuki ilişkinin tarafı olmayan diğer fail ya da müşterek failler ise; kendi işledikleri, 149. madde kapsamındaki nitelikli yağma suçundan sorumlu olacaktır.” 6. Ceza Dairesi 2021/14192 E. ,2022/4945 K.

3. Akademik Değerlendirme ve Tartışmalar

3.1 Failiyetin Kuramsal Temeli

Failiyet teorileri, suçun işlenişindeki irade ve fiil bütünlüğünü esas alır. Müşterek faillik, bu teorilerin pratiğe yansımasıdır. Her suç ortağının ayrı ayrı fail sayılması, hukuki sorumluluğun adil ve etkin dağılımını sağlar.

Azmettirme ise, iradenin suça yönlendirilmesinde esas rolü oynayan, ancak icrai faaliyetten ayrı kalan kişilerin sorumluluğunu tanımlar. Bu ayrım, cezalandırmada orantılılık ve hukuki adaletin sağlanması açısından önemlidir.

3.2 Yargıtay’ın Kararlarında İlkelerin Uygulanması

Yargıtay kararlarında özellikle şu kriterler ön plana çıkar:

  • Suçun icrasında herkesin fonksiyonel ve zaruri katkısı olmalı (müşterek faillik).

  • Fail, azmettirenin yönlendirmesi olmadan suç işlemeye karar vermemeli (azmettirme).

  • Suçun icra aşamasında azmettirenin fiili katkısı yoksa, azmettiren sadece dolaylı sorumludur.

Bu kriterlerin somut olaylara uygulanması, özellikle müşterek faillik ile azmettirme ayrımında hukuki belirliliği güçlendirir.

4. Sonuç

Azmettirme ile fikir ve eylem birliği (müşterek faillik) arasındaki fark, ceza hukukunda sorumluluk mekanizmasının temelini oluşturur. Müşterek faillik, suçun birden fazla kişi tarafından ortak irade ve ortak eylemle gerçekleştirilmesini ifade ederken; azmettirme, fiilen suçu işlemeyen ancak failin kararını etkileyen kişinin durumudur.

Yargıtay kararları, bu ayrımı açıkça ortaya koymakta ve suç iştirakinin değerlendirilmesinde net ölçütler sunmaktadır. Akademik ve teknik bakımdan bu iki kavramın birbirinden net şekilde ayrılması, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan hakkaniyetli sorumluluk dağılımının teminatıdır.